Ankaragücü maçının 1-2 gün sonrası Başkan Ömer Korkmaz’ı aradım ve duygularını öğrenmek istedim…
Yorgundu…
Hem mutlu, hem de umutluydu…
Beşiktaş maçını sordum, “ne olur?” diye…
“Devre arasında yaptığımız transferlerle Beşiktaş’la kafa kafaya oynayacak güce eriştik” dedi…
Sonrasında da Beşiktaş’tan çekinmediklerinin altını çizdi…
Beşiktaş maçının skoruna bakmaksızın, eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, Ömer Korkmaz iyi iş çıkarıyor…
İnkar eden ya da görmezden gelen çarpılır!
Bir kurumun başkanları ya da liderleri yaptıklarından değil, yapamadıklarından sorumlu olsalar da, yüreği Konyaspor için atan Ömer Korkmaz’ı, verdiği gayretler nedeniyle alkışlamak ve hakkı olanı kendisine teslim etmek gerekir…
Neden mi?
Ankaragücü maçından çıkacak kötü bir sonuç, hem Konya’ya hem de Konyaspor’a bedeli ödenemeyecek büyük yıkımlar getirecekti de ondan…
Başkan Ömer Korkmaz ve arkadaşları bunu biliyorlardı, ancak iyi bir karakter ortaya koyan futbolcular, kaleci Slowik’ten en önde oynayan Sokol’a kadar, eski-yeni bütün futbolcular sorumluluk alarak Ankaragücü maçından alınlarının akıyla çıktılar…
Dolayısıyla da Beşiktaş’ın karşısına daha özgüvenli ve daha inançlı çıktılar…
Hem de rakiplerinin çoğunun puan kayıpları yaşadığı haftada…
Yeşil-beyazlı ekibin teknik direktörü Omeroviç de, maç sonu konuşmasında, futbolculara teşekkür etti, ortaya koydukları futbol karakteri ile çok zor bir engeli aştıkları için…
Tabii ki, yeniden tribünlere dönen taraftarları da unutmadı Bosnalı Hoca.
xxx
Konyaspor cephesi böyleyken, Beşiktaş ise Kayseri deplasmanından sadece bir puanla İstanbul’a döndü…
Şu da var; Kayseri takımı, maçın son bölümlerinde önemli pozisyonlar buldu, ancak oyuncularının final pas ve final vuruş beceriksizliği, maçın 0-0’la tamamlanmasına neden oldu…
Açık konuşmak gerekirse, hem Beşiktaş, hem de Konyaspor telafisi olmayan bir maça çıktılar…
Üst sıralardaki konumunu korumak isteyen Beşiktaş ile bu lige tutunma adına, canını dişine takan Konyaspor kazanmak için adım attılar Tüpraş stadının çimlerine…
Altını çizmekte yarar var; her ne kadar sıkıntılı bir süreç geçirse de, maç öncesinin favorisi doğal olarak Beşiktaş gösteriliyordu…
Dolayısıyla da kazanan Beşiktaş oldu.
xxx
Konyaspor teknik direktörü Omeroviç, Ankaragücü maçını kazanan Slowik, Ahmet Oğuz, Damjanovic, Uğurcan, Guilherme, Soner Dikmen, Nzonzi, Prip, Cicaldau, Ethemi, Sokol’lu kadrosuyla ve 4-2-3-1 sistemiyle çıktı Beşiktaş karşısına…
Rotasyonsuz…
Bir mukayese yapmak gerekirse, Fahrudin Omeroviç ve vaat ettiği oyun hem Aleksandar Stanojeviç, hem de Hakan Keleş takımlarından daha istekli, daha arzulu ve daha heyecan verici…
Özellikle takıma yeni katılanlarla birlikte, dinamik, arzulu, rakibi ısıran ve maçı isteyen bir oyuncu grubu var Konyaspor’un…
Dahası, kulübede de güçlü, alternatifli ve skoru değiştirecek hamle oyuncuları var.
xxx
Konyaspor maça iyi başladı…
İlk yarının ilk çeyreğini domine eden, baskı kuran konuk takım Konyaspor oldu…
Özellikle sol arkada ve önde oynayan Guilherme ve Ethemi ile sağ önde oynayan Prip’le de Beşiktaş savunmasını ciddi ciddi tehdit etti Konyaspor…
Maçın bu bölümlerinde Beşiktaş’a yem olmayacağını gösterdi Konyasporlu oyuncular…
Daha açık konuşmak gerekirse; futbolcu rolü yapmadılar, futbolcu gibi oynadılar, özellikle takım savunmasını kusursuz yaptılar, dolayısıyla da Beşiktaş’a gol girişimi şansı bile tanımadılar…
Beşiktaş ise ilk ciddi tehdidini 22’de Ernest Muçi ile denedi, bu oyuncunun uzaktan attığı sert şutu Konyaspor kalecisi Slowik kontrol etmeyi bildi…
Beşiktaş Gerson Fernandez ve Ernest Muçi ile etkili olurken, Semih çok etkili olamadı bu yarıda, çünkü Konyaspor’lu savunmacılar, Beşiktaş’ın gol umuduna rahat şut atma imkanı bırakmadılar…
Ev sahibi takım, ilk yarıda binlerce taraftarını mutlu edecek bir görüntüden uzaktı, Konyaspor ise can havliyle bu lige tutunmaya çalışan bir takım olduğu için, oyunu tutan taraf oldu…
Kalite ve kadro zenginliği noktasında iyi oyunculara sahip Beşiktaş’ın, bunu avantaja çevirme gibi bir isteği arzusu olmayınca, iki takımda ilk yarı sonunda içeriye 0-0’la girdiler.
İlk yarıyı değerlendirecek olursak, bu yarıda Konyaspor takım halinde dengeli bir oyun oynadı ve sahadaki bütün futbolcular görevlerini en iyi şekilde yaptılar.
xxx
Beşiktaş ikinci yarıya deyim yerindeyse golle başladı…
Karşılaşmanın 50. dakikasında korner atışında Konyaspor savunması adam paylaşımını iyi yapamayınca, Semih cezayı kesti ve Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi…
Uyandırma servisi gibiydi Semih, “attığı golle ilk yarıda uyuyan Beşiktaş’ın hem tribünlerini, hem de oyuncularını uyandırdı” dersek, abartmamış oluruz…
Beşiktaş, ilk yarının tam tersi, tribünlerin de istediği futbol karakterini ortaya koyarken, Konyaspor ikinci yarının ilk çeyreğinde savunmadan çıkmakta zorlandı…
Böyle olunca da Beşiktaş’ın baskılı oyunu karşısında biraz afalladı…
Omeroviç’in 68’de oyuna hamle yaptı…
Bu dakikada sokol ile Ethemi’ye kenara alan Boşnak Hoca, Ndao ile Sambu’yu sahaya sürdü…
71’de ise Beşiktaş’ın ikinci golü geldi…
Ernest Muçi’nin sert şutu kaleci Slowik kontrol edemeyince, bu dakikaya kadar sahada ismi duyulmayan Cenk Tosun, Konyaspor kalecisinin bu hatasını affetmedi ve Beşiktaş’ı 2-0’a taşıdı…
Maçın ilk yarısındaki görüntüsünden bir hayli uzak bir karakter ortaya koyan Konyaspor, Beşiktaş’ın 2 golüne engel olamadı ve maçın üzüleni oldu…
Oysa ki mutlak kazanması ya da puan alması gereken taraf Konyaspor’du…
Ama ikinci 45’deki görüntüsüyle gol bulabilme şansı, Milli Piyango’dan büyük ikramiye çıkma şansı kadardı…
90 dakikayı özetlersem; ikinci yarıda devreye kalite farkı girdi ve bireysel becerileri daha yüksek oyunculardan kurulu Beşiktaşlılar, pas organizasyonları ile Konyaspor kalesini ablukaya aldılar…
Sonuç olarak; ilk yarıda Konyaspor iyi oynadı, ama gol atamadı, Beşiktaş ise ikinci yarıdaki doğru oyununu iki golle süslemeyi bildi.